Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Sosyal Panorama 2025: Türkiye'de Değişen Nüfus ve Ailenin Geleceği” Sempozyumuna Katıldı
21.11.2025
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Sosyal Panorama 2025: Türkiye'de Değişen Nüfus ve Ailenin Geleceği” sempozyumunda açıklamalarda bulundu.
“Bazı Mesleklerde İş Gücü Azalıyor”
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de artan refah seviyesiyle birlikte bazı mesleklerde iş gücü açığı oluştuğunu belirten Yılmaz şöyle konuştu:
“Almanya'da da bu böyle, Amerika'da da böyle, İngiltere'de de böyle. Bizde de belli bir seviyeye geldikçe, gelişmişlik düzeyimiz yükseldikçe artık bazı işleri bizim vatandaşlarımız yapmıyorlar. İşte çobanlıktan tutun, başka alanlara varıncaya kadar. İnşaatta açığımız oluşabiliyor, bir takım sanayilerde açıklarımız oluşabiliyor. Buralarda da mutlaka düzenli göç meselesini tartışmamız gerekiyor. Düzensiz göçü söylemiyorum bakın. Düzenli göç meselesi önemli bir mesele.”
“Mesleki Eğitim Önemli Ancak İş Gücü İhtiyacı Tamamen Karşılanamayabilir”
Mesleki eğitim alanındaki çalışmaların önemine dikkat çeken Yılmaz, bazı sektörlerde iş gücü ihtiyacının yalnızca mevcut kaynaklarla karşılanamayabileceğini ifade etti.
“Öncelikle tabii ki mesleki eğitimle kendi içimizden bu sorunları çözmeye çalışmalıyız. Bunun arayışında olmalıyız elbette. Bunu da yapıyoruz. Mesleki eğitimi güçlendirme, uygulamalı eğitim, bir takım işlerin prestijini tekrar arttırma, mesleki eğitimin prestijini arttırma bunlar önemli. Bunları da yapmak durumundayız. Ama şu gerçeği de bilelim ki ne yaparsak yapalım bir miktar göçe artık ihtiyacımız var. Objektif olarak var.”
“Göç Kayıtlı, Düzenli ve Planlı Şekilde Yürütülmeli”
İhtiyaç duyulan iş gücünün sistemli süreçlerle sağlanmasının gerekliliğini vurgulayan Yılmaz şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dolayısıyla burada da bunu kayıtlı bir şekilde, düzenli bir şekilde yapmamız lazım. Kayıt dışı bir hareketlilikten bahsetmiyorum. Sistemli, kayıtlı, düzenli bir şekilde ihtiyacımız olan alanları belirleyip içeriden böyle bir talep yoksa içeriden varsa zaten sıkıntı yok. Göçe de gerek yok. Ama içeriden o ihtiyacı karşılayamıyorsak onu tespit edip dışarıdan, nereden, hangi ülkeden alacağız, nasıl alacağız, bunun da planlamasını yapmak durumundayız.”
“Evde Bakım ve Hizmet Alanlarında Kültürel Boyut Göz Ardı Edilemez”
Bakım hizmetlerinde yaşanan iş gücü açığına ve göç planlamasının kültürel etkilerine dikkat çeken Yılmaz, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bunun kültürel sonuçlarını da değerlendirerek, örneğin evde bakım meselesi, çocuklara, yaşlılara bakım meselesi. Türkiye'de yeterince iş gücü bulamıyoruz bu konuda. Fakat şu tercihi de yapmak durumundasınız. Güney Kore'den mi gelsin bu evde çocuklarımıza bakacak kadınlar? Özbekistan'dan mı gelsin? Başka bir ülkeden mi? Bu planlamayı da yapmak durumundasınız. Çünkü çocuğunuzu emanet ediyorsunuz. Bunun sadece ekonomik, sosyal sonuçlarını değil, kültürel sonuçlarını da düşünmek durumundasınız. Dolayısıyla planlı, düzenli bir göç meselesine bizim kafa yormamız lazım.”
Tarihsel örnek de veren Yılmaz, “Ecdadımız da bunu yaptı. İstanbul'u Fatih fethettiğinde nerede, ne eksik varsa, ustalar çağırdı, getirdi ve burada bir medeniyet inşa etti.” Dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız bakın, geçen seçim öncesini hatırlayın. En sıkıntılı dönemlerde bile bu konunun istismar edilmesine müsaade etmedi.
“560 Bin Suriyeli Güvenli Bölgelere Döndü”
Suriyelilerin geri dönüş sürecine ilişkin değerlendirmesinde Yılmaz, Türkiye’nin insani sorumluluğunu yerine getirdiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“Suriye'den ülkemize önemli bir göç oldu. Bu tabii düzenli göç değil. Oradaki şartlardan dolayı canını kurtarmak için insanlar geldiler, ülkemize sığındılar. Biz de onlara misafirperver bir millet olarak tarihi sorumluluğumuzu, vicdani sorumluluğumuzu yerine getirdik.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın süreç boyunca insani bir tutum sergilediğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
“Geçen seçim öncesini hatırlayın. Sayın Cumhurbaşkanımız en sıkıntılı dönemlerde bile bu konunun istismar edilmesine müsaade etmedi. Çok insani bir tavır, medeniyetimize yakışır bir tavır ortaya koydu ve şimdi çok şükür bunun sonuçlarını görüyoruz. Bir devrim yaşandı. Bu ay, önümüzdeki ay bir yılını doldurmuş olacak.”
Geri dönüşlere ilişkin rakamları da paylaşan Yılmaz:
“Barış Pınarı ve diğer güvenli bölge oluşturma çabalarımızdan bugüne 1.3 milyon Suriyeli kardeşimiz geri döndü. 8 Aralık devriminden bugüne 560 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü. Türkiye burada gerçekten çok büyük bir imtihan verdi ve alnımızın akıyla bu imtihandan çıktık. İfadelerini kullandı.
Geri dönüşlerin toplumsal ilişkilere olumlu yansıyacağını da belirterek şunları söyledi:
“Şimdi işte bu Suriyeli kardeşlerimiz hem aramızda bir köprü olacak. Şimdi de inşallah Türkiye bunun nimetlerini görecek.”
“Nitelikli İnsan Kaynağını Ülkemize Çekmeliyiz”
Tersine beyin göçünün önemine dikkat çeken Yılmaz, nitelikli insan kaynağının Türkiye’ye kazandırılması gerektiğini belirtti:
“Bunu başka ülkelere kaptırmamamız, aksine bizim cezbetmemiz lazım. Öncelikle kendi insanımızı, yurt dışına gitmiş, orada yaşayan nitelikli insanları tekrar Türkiye'ye cezbetmek lazım.”
Gençler üzerindeki yanlış algılara da değinerek şu değerlendirmede bulundu:
“Oradaki şartların romantik bir şekilde, gerçeklikle örtüşmeyen şekilde gençlerimize aktarılması ciddi sorun. Birçoğunun da ben, gidince ciddi hayal kırıklıklarıyla karşı karşıya kaldıklarını biliyorum. Aynı niteliklerde Türkiye'de çok daha olumlu, önemli işler yapabilecekken gidip New York'ta taksi şoförlüğü yapanlar var. Sosyal medyada oluşturulan bu imajı da kırmamız lazım.”
Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz, 8 Aralık sonrasında 560 bin Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine geri döndüğünü söyledi.
— Göç İdaresi Başkanlığı (@Gocidaresi) November 21, 2025
Türkiye'nin çok büyük bir imtihan verdiğini ve alnının akıyla bu imtihandan çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet… pic.twitter.com/i8uxbeTXbV
© 2025 Göç İdaresi Başkanlığı